19 Ekim

“Ne karşılık verebilirim Rabbe, bana yaptığı onca iyilik için?” (Mezmur 116:12,13)

Canımızın kurtuluşu ile ilgili konuda bu kurtuluşu kazanmak ya da hak etmek için yapabileceğimiz hiç bir şey yoktur. Tanrının borcumuz ile ilgisi yoktur, O’na geri ödeme yapamayız. Çünkü kurtuluş Tanrının bir lütuf armağanıdır.

Tanrının karşılıksız verdiği sonsuz yaşam armağanına verilecek en uygun karşılık bu kurtuluşu iman aracılığı ile kabul etmektir. Sonra, Rabbin adını çağırmamız gerekir, yani, söz ile anlatılamayan armağanı için O’na teşekkür etmemiz ve O’nu övmemiz gerekir.

Kurtulduktan sonra bile Rabbin bize sağladığı yararların karşılığı olarak O’na geri ödeyebileceğimiz hiç bir şey yoktur.

“Eğer tüm doğa alanı bana ait olsa idi, bu bile gereğinden fazla küçük bir sunu olurdu.”

Ama yine de, verebileceğimiz uygun bir karşılık vardır ve bu karşılık, yapabileceğimiz en uygun davranıştır.

“Ah sevgi, böylesine şaşırtıcı, böylesine tanrısal. Canımı, yaşamımı, her şeyimi talep ediyor.”

Eğer Rab İsa bedenini bizim için verdi ise, bizler de en azından bedenlerimizi O’nun için verebiliriz.

Ugandalı Pilginkton şöyle dedi:

“Eğer O Kral ise, her şey üzerinde hakka sahiptir.”

 C.T.Studd, şöyle dedi:

“Ben İsa Mesih’in benim için öldüğünü anladığım zaman, O’nun uğruna her şeyden vazgeçmek bana zor görünmedi.”

Yale’li Burden şöyle dua etti:

“Rab İsa, Yaşamım ile ilgili her alandan kendi ellerimi çekiyorum. Yüreğimdeki tahta Seni oturtuyorum.

Betty Scott Stam, ise şöyle dua etti:

“Kendimi, yaşamımı, her şeyimi, sonsuza kadar Senin olmak üzere, tamamen Sana veriyorum.”

Charles Haddon Spurgeon şöyle dedi:

“Kendimi, Kurtarıcıma teslim ettiğim o gün, O’na bedenimi, canımı ve ruhumu verdim; sahip olduğum ve zaman ve sonsuzluk boyunca sahip olacağım her şeyi O’na verdim. Tüm yeteneklerimi, tüm gücümü, tüm melekelerimi, gözlerimi, kulaklarımı, vicdanımı, uzuvlarımı, duygularımı, yargımı, insanlığımı ve insanlığımdan kaynaklanabilecek her şeyi, bana ihsan edilebilecek olan taze kapasite ya da yeni muktedirliği O’na verdim.”

Sonunda, Isaac Watts bize şunu hatırlatır:

“Üzüntü gözyaşları, borçlu olduğum sevgiye asla geri ödeyemezler.”

Sonra bu sözlerine şunu ekler:

“Sevgili Rab, yapabileceğim tek şey kendimi Sana vermek.”

İsa’nın çektiği acılar – O’nun kanayan elleri ve ayakları, O’nun yaraları, O’nun gözyaşlarının talep ettiği tek uygun karşılık: Yaşamlarımızı O’nun uğrunda feda etmek.