
Elçilerin Bölüm 22 | ||
22:1,2 Elçi, Yahudi kalabalığına hitap ederken, akıllı davranarak Grekçe yerine Arami dilini kullandı. Kendi ana dillerini duymak onlar için hoş bir sürpriz oldu ve en azından o an için bağrışmaları kesildi. 22:3-5 Pavlus konuşmasına Yahudi kökenine değinerek başladı. Kilikyanın Tarsus kentinde doğmuş bir Yahudi olduğunu, tanınmış Yahudi öğretmen Gamaliel’in dizi dibinde gördüğü eğitimini ve Yahudilik konusuyla ilgili sıkı eğitimini anlattı. Daha sonra bir Yahudi olarak, İsa’nın yolunda gidenlere zulmetmek için ne kadar hevesli olduğunu vurguladı. Hapishaneleri İsa’ya iman edenlerle doldurup İsa Mesih imanına zulmetmişti. Başkâhin ile Yüksek Kurul üyeleri, yöntemlerinin titizliğine tanıklık edebilirlerdi. Şam’a gitmek ve oradaki imanlıları cezalandırmak üzere Yeruşalim’e geri getirmek için izin mektuplarını onlardan almıştı. 22:6-8 Yahudiler, bu ana kadar Pavlus’un bildirisini tamamen anlayabilirlerdi ve dürüst oldukları takdirde, söylenenlerin gerçek olduğunu kabul etmek zorunda kalacaklardı. Elçi şimdi yaşamının yönünü tamamen değiştiren olayı onlara anlatacaktır. Bu olayın Tanrı’dan olup olmadığına karar vermek onlara bağlıydı. Pavlus Şam’a yaklaşırken… gökten parlak bir ışık çevresini aydınlatıverdi. İlk kez burada kaydedilmiş olan olayın öğleye doğru olduğu gerçeği, ışığın güneşin en parlak durumundan daha parlak ve muhteşem oluşunu belirtmek içindir. Işığın yoğunluğundan yere düşen zalim, gökten bir sesin, “Saul, Saul! Neden bana zulmediyorsun?” dediğini işitti. O’na kim olduğunu sorduğunda, konuşanın Nasıralı İsa olduğunu öğrendi. Nasıralı, ölümden dirilmiş ve gökte yüceltilmişti. 22:9 Onunla yolculuk edenler ışığı gördüler ve sesi işittilerse de (9:7), konuşulan sözleri işitmediler. Bir başka deyişle sesin farkında olup esas sözlerin farkında değillerdi. 22:10,11 Yaşam ve Yücelik Rab’bi ile yaptığı bu özel görüşmeden sonra Pavlus ruhunu, canını ve bedenini Kurtarıcı’ya tamamen teslim etti. Bu, “Rab ne yapmalıyım?” sorusuyla iyice belirtilir. Rab İsa, Şam’a gitmesini ve orada gerekli açıklamayı alacağını söyleyerek onu yönlendirdi. Mesih’in görkeminin ışığıyla körleştiğinden, beraberindekiler elinden tutup onu kente götürdüler. 22:12 PavlusŞam’da bulunduğu sırada Hananya onu ziyaret etti. Pavlus Yahudi dinleyicilerine, Hananya’yı dindar, Kutsal Yasa’ya bağlı ve kentte yaşayan tüm Yahudilerin kendisinden övgüyle söz ettiği biri olarak tanımladı. Böyle bir adamın tanıklığı, Pavlus’un Rab’be geliş hikâyesini desteklemesi açısından önemliydi. 22:13 Pavlus’a “Saul kardeş” diye hitap eden Hananya, ona gözlerinin açıldığını söyledi, görmesini buyurdu. İşte o zaman Pavlus ilk defa onu gördü. 22:14-16 14-16. ayetlerden ilk kez Hananya’nın Pavlus’a şöyle dediğini öğreniyoruz: “Atalarımızın Tanrısı, kendisinin isteğini bilmen ve adil Olan’ı görüp O’nun ağzından bir ses işitmen için seni seçmiştir. Görüp işittiklerini tüm insanlara duyurarak O’nun tanıklığını yapacaksın. Haydi, ne bekliyorsun? Kalk, vaftiz ol ve O’nun adını anarak günahlarından arın!” Bu ayetlerde ilgi çeken önemli birkaç noktaya dikkat edilmelidir. Birincisi, Hananya’nın Şam yolundaki olayları buyurmuş Olan’ın atalarımızın Tanrısı olduğunu ifade etmesidir. Yahudiler olanlara karşı gelip direnselerdi, aslında Tanrı’ya karşı savaşıyor olacaklardı. İkincisi, Hananya’nın Pavlus’a, onun Rab için tüm insanlara bir tanık olacağını söylemesidir. Bu, Yahudi kalabalığını Pavlus’un diğer uluslara gönderilmiş olduğu gerçeği için hazırlamış olmalı. Sonuncusu ise Pavlus’a kalkması, vaftiz olması ve günahlarından arınmasının söylenmesidir. 16. ayet, yeniden doğuş için vaftiz olunması gerektiğini öğretmek amacıyla yanlış bir şekilde kullanılmaktadır. Ayetin sadece Pavlus’a, Mesih’i reddeden ulusundan suyla vaftiz olarak kendisini ayırması gereken bir Yahudi oluşundan dolayı verilmiş olması mümkündür (2:38’deki yoruma bakınız). Özgün metnin dilbilgisel yapısına dayanan daha basit bir açıklama şöyledir: Aynı düzeyde birbirini takip eden dört madde varmış gibi gösteren çevirilerin aksine özgün metin, ilk iki ve son iki maddeyi birleştirip iki grupta toplar. Grekçe’de ayetin her yarımında bir sıfatfiil ile belirtilen, şahıs gösteren fiil kullanılır. Sözcüğü sözcüğüne yapılan bir çeviri şöyle olurdu: “Kalk, O’nun adını anarak vaftiz ol ve günahlarından arın.” 1 Son kısım genel Kutsal Kitap öğretisiyle de desteklenir (Yoe.2:32; Elç.2:21; Rom.10:13). 22:17-21 İlk defa şimdi Pavlus’un, Rab’be gelişinden sonra Yeruşalim’e yapacağı ilk geziye yakın bir zamanda yaşadığı bir tecrübesini öğreniyoruz. Tapınakta dua ederken, kendinden geçip Rab’bin kendisine Yeruşalim’den hemen ayrılmasını buyurduğunu işitti, çünkü halk onun Mesih’le ilgili tanıklığını kabul etmeyecekti. Elçiye, bizzat kendi halkının kendisini dinlemeyi reddedeceği inanılmaz gibi göründü. Onun ne kadar gayretli bir Yahudi olduğunu, Mesih’in öğrencilerini nasıl dövüp tutukladığını ve İstefanos’un ölümünde suç ortaklığı ettiğini zaten biliyorlardı. Ama Rab buyruğunu yineledi: “Git, ben seni uzakta olan uluslara göndereceğim.” 22:22,23 Yahudiler Pavlus’u buraya kadar sessizce dinlemekteydiler. Ancak, müjdeyle diğer uluslara gitmekten bahsetmesi delice bir kıskançlık ve nefret yarattı. Kargaşalık içinde Pavlus’un öldürülmesi için bağırdılar. 22:24,25 Komutan onların çığırından çıkan taşkınlıklarını görünce, Pavlus’un ciddi bir suç işlediği kanısına vardı. Büyük olasılıkla Pavlus’un bildirisi Aramice verilmiş olduğundan anlayamadı ve bundan dolayı elçiye işkence ederek, suçunu itiraf ettirmeye karar verdi. Bu nedenle, mahkûmun kalenin içine götürülmesini ve kamçılanması için sırımlarla bağlanmasını buyurdu. Kamçılama hazırlıkları yapılırken Pavlus, yüzbaşıya mahkemesi yapılmamış bir Roma vatandaşını kamçılamanın yasaya uygun olup olmadığını sordu. Aslında daha suçu kanıtlanmamış bir Roma vatandaşını bağlamakbile yasaya aykırıydı! Onu kamçılamak çok ağır bir suçtu. 22:26 Yüzbaşı hemen komutana gidip Pavlus’a yaptıklarına dikkat etmesini, çünkü bu adamın bir Roma vatandaşı olduğunu söyledi. 22:27,28 Bu durum, komutanı aceleyle Pavlus’un yanına getirdi. Soruşturma üzerine elçinin gerçekten bir Roma vatandaşı olduğunu öğrendi. O günlerde Romalı olmanın üç yolu vardı. Birincisi, vatandaşlık bazen sunulan hizmete bir ödül olarak imparatorluk yasasıyla verilirdi. İkincisi ise doğuştan Romalı olmaktı ki, Pavlus’un durumu da buydu. Roma İmparatorluğunun bağımsız bir kenti olan Tarsus’ta doğmuştu ve babası bir Roma vatandaşıydı. Sonuncusu da vatandaşlığın, çok yüksek bir fiyatla satın alınmasının mümkün olmasıydı. İşte komutan da vatandaşlığını bu şekilde yüklü bir para ödeyerek elde etmişti. 22:29 Pavlus’un Roma vatandaşı olduğunun açığa çıkmasıyla, onu kamçılatma planlarının tümü iptal edildi ve bu olay yetkililer arasında korku yarattı. 22:30 Komutanın, Yahudilerin Pavlus’u tam olarak neyle suçladıklarını öğrenmek istediği belliydi. Aynı zamanda yargıyı, yasal ve düzenli bir tutumla sonuçlandırmakta kararlıydı. Bu nedenle, Yeruşalim’de kalabalığın toplandığının ertesi günü, Pavlus’u hapisten getirtti ve onu başkâhinlerle Yüksek Kurul’un önüne çıkarttı. |
Kutsal Kitap
1 “Kardeşler ve babalar, size şimdi yapacağım savunmayı dinleyin” dedi. |
1.Çağırarak gibi “-erek, -arak” edatının kullanılması böyle bir yapıda genel anlamda anlaşılır. Açıklaması şöyledir: “Kalk (anastas) ve vaftiz ol (baptisai); Rab İsa’nın adını çağırarak (epikalesamenos) günahlarından temizlen (apolousai).”