
Luka Bölüm 3 | ||||||||||||||
III. İNSANOĞLU’NUN HİZMETE HAZIRLANIŞI (3:1 – 4:30)A. Vaftizci Yahya’nın Hazırlığı (3:1-20)3:1-2 Bir tarihçi olan Luka, Yahya’nın vaaz vermeye başladığı yılı, o dönemde başta olan din ve devlet yöneticilerinin adlarını vererek bildiriyor. Buna göre, dönemin Roma İmparatoru Sezar Tiberyus, Yahudiye bölgesinin valisi Pontus Pilatus’tu; ve üç küçük bölgenin başında da üç ayrı kral bulunuyordu. Hanna ile Kayafa da din önderleri olarak başkâhinlik ediyorlardı. Burada adı geçen devlet yöneticileri, İsrail ulusunun ne gibi bir kıskaca girmiş olduğunu gösterir. İsrail’de aynı anda iki başkâhinin birden bulunması, ulusun, yönetim açısından olduğu kadar dinsel açıdan da düzensizlik içerisinde bulunduğunu göstermektedir. Bunlar dünyanın gözünde büyük insanlar olarak kabul edildikleri halde, Tanrı’nın önünde kötü ve vicdansızdılar. Bu nedenle Tanrı insanlarla konuşmak istediğinde Saray ve Havrayı atlayarak, duyurmak istediği haberi çölde bulunan Zekeriya oğlu Yahya’ya göndermiştir. 3:3 Bunun üzerine Yahya, muhtemelen Eriha yakınlarında Şeria nehrinin çevresindeki bütün bölgeleri dolaşmaya başladı. Orada İsrail ulusunu, bağışlanabilmeleri için günahlarından tövbe etmeye ve böylece Mesih’in gelişine hazır olmaya çağırıyordu. Aynı zamanda insanları, gerçekten tövbe ettiklerinin bir göstergesi olarak vaftiz olmaya da çağıran Yahya, günaha karşı sert uyarılarda bulunan, insanları ruhsal yenilenmeye çağıran ve vicdanlarını uyandıran gerçek bir peygamberdi. 3:4 Yahya bu şekilde hizmet etmekle, Yeşaya 40:3-5’teki peygamberliği gerçekleştiriyordu. Yahya, çölde yükselen sesti. Ruhsal kapsamda İsrail, bu dönemde bir çölden farksızdı. Bir ulus olarak kurak ve cansızdı ve Tanrı için herhangi bir ürün getirmiyordu. Rab’bin gelişine hazır olabilmeleri için insanların ruhsal ve ahlaksal açıdan gerçek değişikliklerden geçmesi gerekiyordu. O günlerde bir kral, ülkesinde bir yeri ziyaret edeceği zaman, yolların bütün tümsekleri indirilir, çukurları doldurulur ve kralın rahatlıkla yürüyebileceği bir duruma getirilirdi. İşte Yahya, insanları bunu yapmaya davet ediyordu. Tabii, bu bizim anlamadığımız normal yolların tamir edilmesi ya da bakımı değil, ruhsal olarak insanların yüreklerini Rab’bi kabul etmek için hazırlamasıydı. 3:5 Mesih’in gelişinin etkileri bu ayette şu şekilde tanımlanmaktadır:
3:6 Sonuç olarak tüm insanlar – hem Yahudiler hem diğer uluslardan gelenler – Tanrı’nın sağladığı kurtuluşu göreceklerdir. Kurtuluş armağanı Rab İsa’nın Birinci Gelişinde, her ne kadar herkes tarafından kabul edilmese de, bütün insanlara sunulmuştur. Rab ikinci ve son kez geldiği zaman bu ayette söylenenler bütünüyle gerçekleşmiş olacak. O zaman İsrail kurtulacak, uluslar da Rabbimizin görkemli egemenliğinin bereket ve mutluluklarından paylarına düşenleri alacaktır. 3:7 Yahya, vaftiz olmak için kendisine akın eden kalabalıkları gördüğü zaman, içlerinden birçoğunun samimi olmadığını fark etti. Bazıları doğruluk için acıkıp susamadıkları halde sırf dıştan böyle gözüken taklitçi kimselerdi. İşte Yahya, “Ey engerekler soyu!” diye bu tür kimselere seslendi. “Gelecek olan gazaptan kaçmanız için sizi kim uyardı?” sorusu, bu uyarının Yahya tarafından yapılmadığını göstermektedir. Yahya bu gibilere değil, günahlı yollarından dönüp yenilenmek isteyen kimselere hitaben konuşuyordu. 3:8 Tanrı’yla olan ilişkilerinde bu insanlar gerçekten de ciddiyseler, tövbe etmiş olduklarını, hayatlarındaki değişikliklerle göstereceklerdir. Çünkü gerçek bir tövbe, meyve verir. İnsanlar, İbrahim’in soyundan gelmiş olmalarının kendileri için yeterli olacağını düşünmemelidirler. İyi insanlarla akraba olmak, insanları Tanrı önünde kutsal bir duruma getiremez! Tanrı, insanlara yönelik amaçlarını gerçekleştirmek için İbrahim’in fiziksel soyuyla sınırlandırılmış değildir; çünkü Tanrı isterse, Ürdün ırmağı kenarlarındaki taşlardan İbrahim’e çocuk yaratacak güçtedir. Burada geçen taşlar terimi, Tanrı’nın göksel lütuf mucizesiyle, İbrahim’inkine benzer güçlü bir imana sahip bir hale getirebildiği Yahudi olmayan uluslardan gelme insanları temsil ediyor olabilir. Evet, gerçekten de böyle olmuştur. İbrahim’in fiziksel soyu olan İsrail ulusu Tanrı’nın Mesih’ini reddetmiş ama öte yandan, diğer uluslardan gelip Mesih’i Rab ve Kurtarıcı olarak kabul eden insanlar, İbrahim’in ruhsal soyu olmuşlardır. 3:9 Balta daha şimdiden ağaçların köküne dayanmıştır ifadesi, Mesih’in gelişinin, insanların tövbesinin gerçek olup olmadığını sınayacağı anlamına gelen temsili bir ifadedir. Çünkü tövbe ettiklerini davranışlarıyla göstermeyenler cezalandırılacaklardır. İyi meyve vermeyen her ağaç kesilip ateşe atılacaktır. Yahya Peygamberin ağzından çıkan sözcükler ve cümleler tıpkı birer kılıç gibiydi: “gelecek olan yargı,” “balta,” “kesilecek,” “ateşe atılacak.” Rab’bin peygamberleri asla yumuşak bir söyleme sahip olmamalıdırlar: “Onlar ahlaksal değerlere çok önem veren kimselerdi. Halka söyledikleri sözler, genellikle dedelerimizin savaş meydanlarında düşmanlarının miğferlerine fırlattıkları baltalar gibi keskin olmuştur.” (Scripture Union’un Günlük Notlarından). 3:10 Böylece kendi günahlı durumlarının farkına varan halk, Yahya’ya tövbelerinin gerçek olduğunu göstermek için ne gibi pratik adımlar atmaları gerektiğini sordu. 3:11-14 Yahya 11-14’üncü ayetlerde, onların samimiyetini sergileyebilecekleri bazı belirgin yollar gösterdi. Genel olarak, kendi yiyecek ve giyeceklerini yoksullarla paylaşarak komşularını kendileri gibi sevmeleri gerekiyordu. Vergi görevlilerine gelince, bunlar yaptıkları her şeyde bütünüyle dürüst ve doğru olmalıydılar. Vergi görevlileri sahtekârlıklarıyla tanınan bir sınıf olduğu için, dürüst olmaları, gerçekten tövbe etmiş olduklarını göstermeye yeterli olacaktı. Son olarak, görev başındaki askerlere, kendilerinde rastlanan şu üç günahtan kaçınmaları öğütlenmektedir: Kaba kuvvet kullanmak, yalan yere suçlamak ve elindekilerle yetinmemek. Burada üzerinde dikkatle durulması gereken bir nokta bulunuyor. İnsanlar bu şeyleri yapmakla, kurtulmayacaklar. Yani bunlar kurtulmak için yapılması gereken şeyler değildir. İnsan işlerle değil, Tanrı’nın lütfu ile kurtulur. Bu nedenle, içtenlikle tövbe eden kimse, tövbesini iyi işler yaparak göstermelidir. Daha doğrusu, bu şeyler tövbe eden ve Tanrı önünde doğru olan bir kimsenin yaşamında doğal olarak kendiliğinden ortaya çıkmalıdır. 3:15-16a Yahya’nın kendisini geri planda tutması gerçekten dikkate değerdi. En azından, kısa bir süre de olsa kendisini Mesih olarak gösterebilir ve büyük kalabalıkları peşinden sürükleyebilirdi. Ama o böyle yapmadı. Kendisini Mesih’in karşısında çok düşük ve ezik bir durumda gösterdi. Kendisinin yapmış olduğu vaftizin sadece biçimsel, oysa Mesih’in yapacağı vaftizin ruhsal olduğunu söyledi. Mesih’in karşısında kendi hiçliğini açık bir şekilde gören Yahya, Mesih’le ilgili konuşmasında şu ünlü sözleri haykırdı: Ben O’nun çarıklarının bağını çözmeye bile layık değilim! 3:16b-17 Mesih’in yapacağı vaftiz Kutsal Ruh’la ve ateşle olacaktı. Bu vaftiz iki yönlü olarak hizmet görecekti. İsa önce inanlıları Kutsal Ruh’la vaftiz edecekti. Bu, inanlıların Pentikost gününde Mesih’in bedeninde vaftiz oldukları zaman meydana geleceği vaat edilen olaydı. Ama ikinci olarak Mesih ateşle vaftiz edecekti. 17’nci ayette geçen ateş vaftizinin bir tür yargı vaftizi olduğu görülür. Rabbimiz bu ayette harman yerini temizleyen bir çiftçiye benzetiliyor. Çiftçi buğdayı havaya attığında buğday bir tarafa, saman ve işe yaramayan çöpler de yan tarafa düşerler. Yan tarafta biriken samanlar toplanarak ateşe atılırlar. Yahya hem imanlılar hem de imansızlardan oluşan karışık topluluklara konuşurken hem Kutsal Ruh’un vaftizinden hem de ateş vaftizinden söz etmiştir (Mat.3:11 ve burada). Ama sadece inanlılara hitaben konuştuğu zaman (Mar. 1:5) ateş vaftizinden söz etmemiştir (Mar.1:8). Gerçek inanlıların hiç birisi bu ateş vaftizini tecrübe etmeyecektir. 3:18-20 Luka şimdi tüm dikkatleri Yahya’dan alıp İsa’ya çekmeye hazırlanıyor. Bu nedenle bu ayetlerde Yahya’nın yaptığı hizmetleri özetleyerek Hirodes tarafından hapse atıldığı zamana geçiyor. Yahya’nın hapse atılması, aslında bu olaylardan yaklaşık on sekiz ay sonra olmuştur. Yahya, kendi öz kardeşinin karısıyla zina içinde yaşayan kral Hirodes’i sert bir üslupla kınayıp eleştiriyordu. Bu nedenle Hirodes, Yahya’yı hapse attıracak ve kötülüklerine bir yenisini daha ekleyecekti. B. Vaftizle Yapılan Hazırlık (3:21-22)Yahya Peygamber sahneden çekilirken, bu kez sahneye, bütün dikkatleri üzerine çekecek olan Rab İsa çıkıyordu. Rab İsa halka yönelik açık hizmetine, yaklaşık otuz yaşındayken Ürdün nehrinde olduğu vaftizle başladı. İsa’nın vaftiz olayının anlatıldığı kayıtlarda, ilgimizi çeken birkaç nokta bulunuyor:
C. İnsanlığa Ortak Olarak Yapılan Hazırlık (3:23-28)Luka, İsa’nın halka yönelik görevini açıklamaya geçmeden önce kısa bir ara vererek İsa’nın soyunu anlatıyor. Eğer İsa aynı zamanda tam ve gerçek anlamda bir insansa, o zaman O’nun soyunun ta Adem’e kadar uzanması gerekir. İsa’nın soy kütüğünün açıklanması O’nun Adem’in soyundan geldiğini gösterir. Lukanın, İsa’nın Meryem’in soyundaki atalarını anlattığına inanılır. 23’üncü ayete dikkat edilecek olursa, orada İsa’nın Yusuf’un oğlu olduğu değil, oğlu olarak bilindiği söylenmektedir. Eğer bu görüş doğruysa, o zaman 23’üncü ayette geçen Eli, Meryem’in babası, aynı zamanda Yusuf’un da kayınbabası olmaktadır. Uzmanlar bunu genellikle, Rab’bin Meryem aracılığıyla olan nesillerinin anlatılışı olduğunu kabul ederler. Buna gerekçe olarak da şunları gösterirler:
Bu soy kütüğünü ayrıntılarıyla incelemeye gerek olmadığı halde, buradaki önemli bir iki noktaya değinmekte yarar vardır:
|
Kutsal Kitap
1 Sezar* Tiberius’un egemenliğinin on beşinci yılıydı. Yahudiye’de Pontius Pilatus valilik yapıyordu. Celile’yi Hirodes*, İtureya ve Trahonitis bölgesini Hirodes’in kardeşi Filipus, Avilini’yi Lisanias yönetiyordu. |